Paylaşmanın önemi ile ilgili bir hikaye yazımız için örnek olarak bakabilirsiniz.
İftar saatine çok az bir zaman kalmıştı. On katlı bir apartmanda yaşayan Mete ise iftar için hazırlıklarını tamamlamıştı. Bir tek tatlı yoktu. Onu da yakındaki bir marketten almak için evden çıktı. Gittiğinde market çok kalabalıktı. Herkes heyecanla bir şeyler alıyordu. Tatlı bölümünde kuyruk vardır. Mete kendisine biraz tatlı alacaktı. Ancak o sırada aklına bir şey geldi. Hem karşı komşusu, hem de alt kattaki komşusuna da iftarlık ikram olsun diye tatlı alma fikri oluştu. Çünkü karşı komşusu her gün ona yemek getiriyordu. Bu ayda paylaşmanın önemi çok büyüktü. Mete de bunu bildiği için komşularına tatlı ikram etmek istemişti.
Kuyruk azalmış ve sıra ona gelmişti. Üç kutuda ayrı olarak tatlı aldı. Biri kendisine diğerleri komşularıyla paylaşmak içindi. Tatlıyı aldıktan sonra hesabı ödedi. Gönül rahatlığıyla evine döndü. Önce malzemeleri eve bıraktı. Sonra iftar için son dakikalar kalınca hemen komşularının kapısını sırayla çaldı. Onlara tatlıları ulaştırdı. Komşuları bu paylaşma bilinci karşısında çok memnun oldu.
Mete'nin içini tarif edilmez bir huzur kaplamıştı. O paylaşmayı çok seven biriydi. Hele bu ayda paylaşmak daha bir anlam kazanıyordu. Şimdi iftarını açmış, sıcak çayını yudumlarken derin düşüncelere daldı. Keşke herkes Ramazan ayında olduğumuz bugünlerde yiyeceğini olmayanlarla paylaşsa diye düşündü. O zaman açlık çeken kimse kalmazdı. Ramazan ayı da paylaşmanın doruk noktaya çıktığı bir ay olduğundan toplumda ayrı bir öneme sahipti.
Tags:
Hikayeler