Bu bölümü inceleyince hep anlatmak istediğiniz fakat anlatmaya fırsat bulmadığınız bir düşüncenizi kompozisyon şeklinde yazınız konusunda fikir alabilirsiniz.
Aslında hep anlatmak istediğim aklımı kurcalayan birkaç konu var. Şimdi size onlardan kısaca bahsedeceğim. İlk olarak bir cenaze evine gittiğimizde herkesin sessiz olması gerekir diye düşünüyorum. Konu sadece cenazeyle ilgili olduğu için başka şeylerin orada konuşulması beni rahatsız ediyor. Mesela tanıdığımız bir bize öyle bir yerde hiç olmadık sorular soruyor. O anda ne deseniz boş kalıyor. Yani cevap verseniz bir türlü, vermesiniz başka bir türlü durumuna düşüyorsunuz. Halbuki insanlar cenaze evine yas için geliyor. Bu yüzden biraz aklı başında olmamız ve uygunsuz konuları orada konuşmamamız gerekir.
Anlatmak istediğim bir başka mesele de insanların aslında sadece kendini düşündüğüdür. Dışarıdan bakınca herkes çok iyiymiş, çok samimiymiş gibi görünüyor ama işin içine girdiğimizde herkes kendi hayatının keyfine bakıyor. Kimse kimsenin derdiyle gerçek anlamda ilgilenmiyor. Bir ortamda buluşuyorlar, gülüp eğleniyorlar, fotoğraf karelerine mutlu pozlar veriyorlar. Ancak bir sıkıntı baş gösterdiğinde herkes birbirinden kaçıyor Kimse öbürüne destek vermiyor. Ben bunları görünce sahte samimiyetlere inanmıyorum.
Hep anlatmak istediğim başka bir mevzu da her şeyin boş olmasıdır. O kadar çalışıp çabalıyoruz, Kafamızda ileriye dönük şunu yapacağım, bunu alacağım diye bir sürü hayale kapılıyoruz. Hiç beklenmedik bir anda bir felaket başımıza geliyor. Her şey, yuvanız bile yerle bir oluyor. Sağ kaldığınıza, aldığınız nefese şükredecek hale geliyorsunız. Yani paraymış pulmuş, arabaymış, lüks dairelermiş hepsi aslında bizi aldatan süslerdir. Hayatta kalmak, nefes alabilmek, sağlıkla yaşamak en kıymetli şeylermiş. Bunu başımıza bir felaket geldiğinde anlamak ise çok üzücüdür.
Tags:
Kompozisyonlar