Bu bölümde insanlara yanlış davrandığımızda ortaya çıkabilecek olumsuz sonuçları anlatan acındırırsan arsız olur, acıktırırsan hırsız olur atasözü ile ilgili metni inceleyip fikir edinebilirsiniz.
Bir kimsenin sürekli olarak acınmaya layık olduğuna uygun davrandığımızda bu kişi arsızlaşır ve sürekli böyle davranmaya devam eder. Yani ağlamayana meme vermezler deriz, ya o da sürekli ağlayarak başkalarından kendisine bir şeyler gelmesini umar. Bir anlamda dilenci gibi davranmayı sürdürür. Bu noktada kişilere nasıl davrandığımıza çok dikkat etmek gerekiyor. İnsanı arsızlığa götürecek hal ve hareketlerden kaçınmalıyız.
Yönettiğimiz emrimiz altında olan kişiler bizim için çalışıyor. Onlara hakkını tam olarak vermek gerekir. Hakkını vermediğimiz aç bıraktığımız kişiler bir zaman sonra çaresiz kalıp istemeseler bile hırsızlığa başvurabilir. Burada onları bu hale getiren bizim yanlış tutumumuzdur. O yüzden kimseyi aç bırakmamalı, çalışanlara layık olduğu hakkı ödemeliyiz.
Normalde arsız utanma duygusunu kaybetmiş, yılışık olmak, yaptığı kötü şeyden dolayı vicdanen rahtsız olmamak anlamına gelir. Arsızlık alışkanlık edinildiği vakit ciddi anlamda tehlike demektir. Çünkü insan arsız olunca her kötülüğü yapabilir. Bu yüzden kişileri arsızlaştırmak yerine onlara iyi bir insan, doğruluktan yana olma özeliği kazandırmalıyız. Bundan dolayı kimseyi acındırmamalıyız.
Hırsızlık yine çok kötü bir davranış biçimidir. Kimseyi aç bırakıp hırsızlığa zorlamamalıyız. Evde aile reisi çocukları için lazım olan harçlığı vermelidir. Patronlar emri altında çalışan işçilerine hakkını vaktinde ve eksiksiz olarak ödemelidir. Çalışan bir şekilde maaşını almalı ki mağdur olmasın. İnsan aç kalınca, hakkı olan parası ödenmeyince hırsızlık gibi kötü yollara başvurabilir. Bunların önüne geçmek bizim doğru davranışlarımızla mümkündür. Sonuçta herkes karın tokluğuna çalışıyor.