Bu bölümdeki metni inceleyerek Atatürk'ün "Bilim ve teknik için sınır yoktur." sözü ile ilgili kompozisyon yazısı için kısaca fikir edinebilirsiniz.
Bilim ve tekniğe önem veren milletler her anlamda daha gelişmiş durumdadır. Hem ülke ekonomisi kalkınmış vaziyettedir, hem de toplumsal refah ve çağdaşlık bakımında daha ileri düzeydir. Dolayısıyla gelişmiş bir millet olmak için bilim ve teknik ön plana çıkıyor. Baktığımızda bilimsel çalışmaların ve teknik anlamdaki gelişmelerin bir bitiş noktası olmadığını görürüz. Daha çok şey icat ederek, üreterek insanlığı çağdaş yaşam koşullarına kavuşturma amacı hep olmalıdır.
Bilim ve tekniğin önü hep açıktır. Yani bir yerden sonra daha ileriye gidemeyiz dememeliyiz. Bizler ürettikçe, yeni şeyler buldukça, keşfettikçe hep insanlık yararına hizmet ederiz. O yüzden bilim ve teknik alanında yapılmış ne kadar çalışma veya icat varsa, bunlar bizi yolumuzdan çevirmemelidir. Her zaman için daha yeni buluşlar peşinde koşmanın önemli olduğunu bilmeliyiz. Bunun başka açıklaması yoktur.
Evet, insanlık tarihinden bu yana çok sayıda yeni gelişme yaşanmıştır. Bilim ve teknikte bir sürü şey üretilmiş, insanlığın hizmetin sunulmuştur. Ancak bunun bir sınırı yoktur. Biz araştırıp yeni şeyler keşfetmeye meraklı olunca keşfedilmemiş daha nice şeyler olduğunu görebiliriz. Bu yüzden bilim ve teknik için daha neler yapabiliriz konusunu tartışmak lazımdır. Aklımız var, akıl yürüterek, belki de hiç bulunmamış ama çok gerekli olan yenilikler olduğunu fark edebiliriz. Bunu sağlayan da insandaki öğrenme merakı ve yeniliğe açık olma anlayışıdır. Eğer bu bakış açısı üzerinden gidersek insanlık adına çok faydalı olabiliriz.
Sonuç olarak bilim ve teknik sınırsız bir evren gibidir. Nereye kadar giderseniz onun daha ilerisi mutlaka vardır. Bu düşünceye sahip olursak hem kendimizi geliştirme anlamında hem de insanlığa fayda sağlama noktasında çok önemli işlere imza atabiliriz. Yeter ki aramaktan vazgeçmeyelim, hiç bilinmeyen, daha önce bulunmamış yeni şeyler için hevesli olalım.
Etiketler:
Kompozisyonlar