Bu yazımızda sıkıntı çekmemiş olanlar eriştikleri rahatlığın ve mutluluğun değerini bilmezler anlamına gelen cefayı çekmeyen safanın kadrini bilmez atasözünü açıklayan bir kompozisyon yazacağız.
Sıkıntı çekme durumu insana çok şeyin değerini öğretir. Çünkü sıkıntılar bizi çaresiz duruma düşürür, aslında her şeyin, rahatlığın, mutluluğun ne kadar değerli bir nimet olduğunun farkına varmamızı sağlar. Bu açıdan bakarsak hayatta çok sıkıntı çekenler birçok şey kazanmış demektir. Sıkıntı çekmemek ise insanları körlüğe alıştırıyor.
Cefa çektiğimiz bizi zor ve çaresiz durumda bırakan sıkıntılar demektir. Sıkıntı çekmek de çok zordur. Çünkü bir yerden sonra insan artık elinden bir şey gelmediğini anlıyor ve çaresiz kalıyor. Buna hangi yürek ne kadar dayanabilir ki? O yüzden cefa çekenler daha önceden farkında olmadıkları pek çok şeyin aslında ne kadar değerli olduğunu anlıyor. Mesela önceden hiç parasızlık yaşamayan biri, bir müddet parasız kalırsa o zaman paranın kıymetini anlıyor. Hastalık çekmeyen biri, bir hastalığa yakalandığında vücudun sağlıklı halinin aslında ne büyük bir nimet olduğunu anlıyor. Evinde hiç kavga görmeyen biri, sonradan gürültülü kavgalı bir ev ortamıyla tanışınca huzurun aslında ne kadar önemli olduğunu kavrıyor.
Sonuç olarak hiç yaşamadığımız sıkıntılar aslında böyle gelip böyle gideceğiz düşüncesiyle bizi rahat bir hayata alıştırmış oluyor. Ne zaman ki bir sıkıntı yaşasak önceki halimizin çok daha iyi odluğunu, sahip olduğumuz şeylere şükretmek gerektiğini bize hissettiriyor. Dolayısıyla çektiğimiz sıkıntılar bize dikkate almadığımız birçok şeyin değerini öğretiyor. Bu anlamda sıkıntılar güzel şeylere vesile oluyor diyebiliriz.
Yorum Gönder