Bu bölümdeki öyküyü incelediğiniz sırada bir kulağından girip diğer kulağından çıkmak deyimi ile ilgili hikaye için fikir alabilirsiniz.
Ders başarısı çok düşük olan Emirhan, babasının ona söylediklerini hiç umursamıyordu. Babası bir inşaat işçisi olarak çok zor şartlarda çalışıyor, binbir güçlükle kazandığı az miktarda parayla evin geçimini zar zor sağlıyordu. Hatta bazı zamanlar iş olmuyor, yokluk bile çekiyorlardı.
Oğluna hayatın zor olduğunu, tek çaresinin okumak olduğunu her fırsatta söylese de Emirhan için her şey aynı hamam aynı tastı. Okuldayken dersleri dinlemiyor, hatta yanında defter kalem bile götürmüyordu. Sene başında annesiyle kırtasiyeden okul için lazım olan her şeyi almışlardı ama Emirhan eşyalarına bile sahip çıkamamıştı. Dersteki ilgisizliği için öğretmen de rahatsızdı. Velisiyle bu konuda çok kere görüşmüştü ama Emirhan'da henüz bir düzelme olmamıştı.
O günlerde havalar soğudu, kar yağdı. Babası için bu durum işsiz kalmak anlamına geliyordu. Babası çalışamayacağı için bu ay evlerine bir para girişi olmayacaktı. Babasının hali, evlerinin ekonomik seviyesinin düşüklüğü ortadaydı. Bir gün yemek sonrası çay içilirken babası Emirhan'ı karşısına aldı ve ona durumumuzu görüyorsun, halimiz içler acısı, bari okuyup düzenli bir iş sahibi ol diye tembih etti. Emirhan bundan sonra sizin istediğiniz gibi biri olacağım, okuyacağım, çok çalışacağım, dedi.
Aradan birkaç hafta geçti. Karne günü gelip çattı. Emirhan'ın notları düşüktü. Karneyi evin arkasında bir yere sakladı. Ailesi ısrar edince dayanamayıp getirdi. Notları gören anne babası oğulları adına üzülmüştü. Anlaşılan bunca zamandır söyledikleri bir kulağından girmiş, öbür kulağından çıkmıştı.
Bunun üzerine babası yaz gelince oğlunu sanayiye vermenin onun bazı şeyleri anlaması için doğru olduğunu düşünmeye başladı. Biraz zorluk çeksin, burnu sürtülsün de okumaktan başka çaresi olmadığını anlasın diyerek düşüncesini eşine de anlattı. O yıl Emirhan okulu zoraki geçti. Tatil başlar başlamaz babası onu sanayide bir oto tamircisine çırak olarak verdi. Emirhan yaz boyu burada ağır işlerde çalışarak epey bir zorluk çekti. Bundan sonra anne babasının ne kadar haklı olduğunu, tek kurtuluşun okumaktan geçtiğini anladı.